Tiroid Hastalıkları ve Tiroid Nodülleri
Genel Tanıtım
Tiroit bezi, nefes borusu yani trakeanın ön kısmında yer alan, 25-40 gram ağırlığında ve şekli kelebeğe benzeyen bezdir. Boyutu küçük olmasına karşın salgıladığı hormonlarla vücudumuz için çok önemli işlevlere sahiptir. Bu organın temel görevlerinden biri vücut metabolizmasını ayarlayan T3 ve T4 hormonlarını salgılamaktır.
Tiroid bezinin normal düzeyden az ya da aşırı hormon salgılamasına bağlı olarak, diğer organlar da hızlı ya da yavaş çalışır.
Alkol Ablasyonu
Ablasyon Nasıl Yapılır?
EĞER NODÜL KİSTİK İSE YANİ İÇİ SIVI DOLU İSE; nodülünü içini ince bir iğne ile boşaltıp aynı iğneden alkol vererek kimyasal olarak ablasyon yapabilmekteyiz. Biz izmirde ameliyatsız tiroid nodülü tedavilerimizde bu yöntemi sıklıkla kullanmaktayız. EĞER NODÜL KATI İSE; mikrodalga, radyofrekans ve lazer ablasyon tedavileri uygulamaktayız. Biz İzmir’de ameliyatsız tiroid nodülü tedavilerimizde mikrodalga ablasyon yöntemini sıklıkla kullanmaktayızAblasyon tedavisini kim yapmalıdır, Nasıl Yapılır?
Tiroid nodülünün ameliyatsız tedavi yöntemi (Ablasyon) ultrason eşliğinde yapılmaktadır. Kesi olmadan, bir iğne deliğinden tedavi yapılır. Aynen biyopsi yapılır gibi bir noktadan giriş yapılarak. Ultrason eşliğinde yapılması gerektiğinden bu işi en iyi girişimsel radyoloji uzmanları yapmaktadır. Çünkü işlem tümüyle ultrason hakimiyeti gerektirmektedir. Girişimsel radyoloji uzmanları en az 4 yıl ultrasonografi ve doppler ultrasonografi eğitimi alırlar. Renkli doppler ultrasonografi renkli ultrason olup yine özel eğitimle öğrenilen bir uygulamadır. Biz izmirde amliyatsı ztiroid. Nodülü tedvailerimizi mutlaka renkli doppler ultrason eşliğinde yapmaktayız. Yakılması gereken bölgenin boyutları doktor tarafından planlanır. Planlanan boyutlar doğrultusunda, jeneratörden ısı ve zaman değerleri ayarlanır. Sistemin ana prensibi, dokudaki su moleküllerinin verilen enerji ile hareketlendirilerek hızlandırılması üzerinedir. Böylece birbirleriyle çarpışarak kinetik enerji oluştururlar. Kinetik enerji de ısı enerjisine dönüşür. Biz İzmir’de ameliyatsız tiroid nodülü tedavisi yapmadan önce, Lokal anestezi yapıldıktan sonra ince iğnelerle nodülün etrafına hidrodisseksiyon denilen anestezi işlemi yapılır, böylece sadece nodülün ablasyonu hedefeanir. Ardından da nodüle girilerek radyofrekans veya mikrodalga ablasyon yöntemleriyle nodül yakılıp çıkılır. Biz İzmir’de ameliyatsız tiroid nodülü tedavisinde sıklıkla alkol ablasyonu ve mikrodalga ablasyon yöntemlerini kullanmaktayız… • Mikrodalga ablasyon radyofrekanstan sonra daha bulunan güncel bir tedavidir. • Radyofrekansa göre etkisinin daha hızlı olması ve dokunun elektriksel iletkenliğinden etkilenmemesi en önemli özelliğidir. Tiroid nodüllerinin ameliyatsız tedavi edilmesinin ayrıca çok sayıda avantajları vardır; • Hastane yatışı gerekmez, • Hastaların boynunda kesi dikiş izi olmaz, • Ameliyata bağlı ses kısıklığı, yutma güçlüğü olması beklenmez, • Hastaların ömür boyu tiroid hormonu kullanmaları ya da hormon düzeylerinin takibi gerekmez. Gelişen teknoloji, her alanda olduğu gibi bu alanda da ameliyatsız tedavi seçeneğini hastalara sunmaktadır. Konforlu ve rahat bir tedavi seçeneği olarak perkutan (iğne deliğinden)ablasyon tedavileri rağbet görmektedir. Komplikasyon oranı deneyimli ellerde çok düşüktür. İzmir bornovada amlieyatsız tiroid nodülü tedavilerini yapmaktayız..Alkol Ablasyonu
Alkol, hücre proteinlerini denatüre ederek tümör hücrelerini öldüren ve tıpta onyıllardır kullanılan bir maddedir. Alkol ablasyonu, tiroidde ilk kez 1990 yılında Livraghi tarafından hipertiroidi(zehirli guatr) tedavisinde başarıyla kullanılmış ve daha sonra bu tür tiroid nodüllerinde standart tedavilerden biri durumuna gelmiştir. Bu yöntem, sonraki yıllarda, hipertiroidi yapmayan (soğuk) nodüllerin tedavisinde de kullanılmıştır. Verde 1994 yılında, sıvı içeren (kistik) tiroid nodüllerinde alkol ablasyonunu başarıyla uygulamıştır. Son 20 yılda gittikçe yaygınlaşan bu yöntem günümüzde tiroid nodüllerinde en çok uygulanan tedavilerden biri konumuna gelmiştir.Nasıl yapılır?
Hastada, önce bir tiroid ultrasonu yapılarak ablasyon yapılacak nodül görüntülenir. Daha sonra, cilde lokal anestezi uygulanarak ince bir iğne ile nodüle girilir ve yavaş bir şekilde alkol enjeksiyonu yapılır. Nodül kistik (sıvı içeren) yapıda ise önce sıvı iğneyle alınır daha sonra alkol verilir. İşlem bittikten sonra iğne çekilir ve hasta birkaç saat gözlendikten sonra taburcu edilir.
Hangi durumlarda kullanılır?
Alkol ablasyonu, günümüzde, kistik yani sıvı içeren iyi huylu tiroid nodüllerinde ilk seçilecek tedavidir. Solid (sıvı içermeyen) nodüllerde de başarılıdır, ancak alkolün nodülün her yerine yayılması için işlem deneyimli hekimler tarafından dikkatli olarak yapılmalıdır. Alkol ablasyonundan sonra nodül içindeki doku canlılığını kaybeder ve gittikçe küçülmeye başlar, bu küçülme aylarca devam eder. Tiroid kanseri opere edildikten sonra gelişen nüks tümörlerde ve boyundaki nüks lenf nodu metastazlarında da alkol ablasyonu başarıyla kullanılmıştır. Yöntem, özellikle ikinci operasyonu zor olan ya da ikinci kez opere olmak istemeyen hastalarda iyi bir alternatif tedavi olarak kabul edilmektedir.Avantajları nelerdir?
Alkol ablasyonu çok ince bir iğneyle yapılır, ciltte iz bırakmaz, ağrısızdır ve hasta işlemden kısa bir süre sonra evine gidebilir. Deneyimli ellerde komplikasyon oranı çok düşüktür.Kriyoablasyon
Kriyoablasyon tiroid nodüllerinin ablasyonunda yeni ancak potansiyeli çok yüksek olan bir yöntemdir. Kriyoablasyonda, tümör dokusu -140 derecede dondurularak öldürülür ve zararsız hale getirilir. Ölen dokuyu da vücut kendi doğal mekanizmasıyla zaman içinde küçülterek ortadan kaldırır. Kriyoablasyon prostat, böbrek ve karaciğer kanserlerinin tedavisinde yıllardır başarıyla kullanılan bir yöntemdir. Uygun hastalarda onkolojik sonuçları cerrahiye benzer düzeydedir. Kriyoablasyon, diğer ablasyon yöntemlerinden farklı olarak dokuyu dondurarak tahrip eder. Bu özelliği nedeniyle aşağıdaki avantajlara sahiptir. 1. İşlem daha az ağrılıdır, çünkü soğuk uygulamasının doğal bir lokal anestezi etkisi vardır. Bu nedenle işlem sırasında hastanın uyutulması gerekmez. 2. Kriyoablasyon sırasında dondurulan alan ultrason ve tomografide anlık olarak görülebilir. Bu özellik diğer hiç bir ablasyon yönteminde yoktur. Dondurulan ablasyon alanının görülebilmesi ablasyon işleminin daha emniyetli ve etkili yapılmasını sağlar. Tiroid gibi önemli damar ve sinirlere yakın organlarda bu önemli bir avantaj sağlar. 3. Kriyoablasyonda dondurma işleminin boyutu ve şekli tümörün boyut ve şekline uygun şekilde ayarlanabilir. Gerekirse birden fazla iğne kullanılarak ablasyon alanı büyütülebilir.Nasıl yapılır?
Önce, ultrason ile tiroiddeki ablasyon yapılacak nodül tesbit edilir. Daha sonra, ciltte giriş yeri lokal anestezi ile uyuşturulur ve uygun boyutlu kriyoablasyon iğnesi ultrason rehberliğinde nodüle yerleştirilir. Bu aşamada, cihaz çalıştırılarak dondurma işlemine başlanır. Kriyoablasyon sırasında, nodülün merkezindeki iğnenin çevresinde hızla bir buz topu oluşur. Siyah bir alan olarak görülen buztopu gittikçe büyüyerek tiroid nodülünü tamamen içine alır ve dondurarak öldürür. Nodülün tamamen ölmesi için genellikle dondurma işlemi 2-3 kez tekrarlanır. İşlem sırasında, hasta aralıklı olarak konuşturularak ses teli sinirinin fonksiyonu kontrol edilir. İşlem bittikten sonra kriyoablasyon iğnesi çekilir ve hasta birkaç saat gözlendikten sonra taburcu edilir.
Hangi durumlarda kullanılır?
Tiroidde lazer, radyofrekans ve alkol ablasyonları iyi huylu nodüllerin tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerdir. Amaç, iğneyi sürekli hareket ettirerek (moving shot tekniği) nodülün büyük kısmını tahrip etmek ve küçülmesini sağlamaktır. Yani amaç, nodülü tamamen öldürmekten çok küçülmesini sağlamaktır. Ancak bu yöntemler kanserli nodüllerde yeterli olmaz, çünkü kanserin tedavi edilebilmesi için nodülün tamamının çevresindeki ince bir sağlam doku ile birlikte öldürülmesi gerekir. Ayrıca, kanserli dokunun çevre dokuya saçılmasına neden olabileceğinden hareketli iğne (moving shot) tekniği kanserli nodüllerde uygun değildir. Onun yerine iğneyi hiç hareket ettirmeden yapılacak ablasyon tercih edilir. Kriyoablasyon, bu açılardan tiroiddeki kanser şüphesi taşıyan ya da kanser tanısı alan nodüller için daha uygun bir ablasyon yöntemidir. Bu yöntemde iğne nodülün ortasına yerleştirilir ve ablasyon bitene kadar hareket ettirilmez. Ayrıca, oluşan buz topunun nodülü tamamen kapladığı ultrasonda görülebilir ve tümörün tamamen öldürüldüğünden emin olunabilir. Buz topu cilt, damar ve sinirlere yaklaşırsa bu da hemen görülebilir ve bu yapıları korumak için gerekli tedbirler alınabilir. Bu nedenlerden dolayı, kanser tanısı alan ya da biyopside kanser şüphesi taşıyan tiroid nodüllerinin tedavisinde kliniklerimizde en çok tercih edilen yöntem kriyoablasyondur. 2017 yılından itibaren yüzlerce hastada uyguladığımız bu yöntemde hastalarımızın hiç birisinde kalıcı bir komplikasyon gelişmemiş, hiç bir hastada da tedavi edilen tümörde tekrarlama görülmemiştir.Mikrodalga ablasyon
Mikrodalga ablasyonunda, tıpkı mutfaklarda kullanılan mikrodalga cihazlarında olduğu gibi, doku içinde bulunan su molekülleri dalga şeklinde hareket ettirilerek sürtünme yaratılır ve ısı elde edilir. Oluşan ısı, manyetik alanın etkilediği dokudaki hücreleri öldürür. Mikrodalga da radyofrekans gibi, karaciğer, akciğer ve kemik tümörlerinde sıklıkla kullanılan bir ablasyon yöntemidir. En önemli özelliği, radyofrekansa göre etkisinin daha hızlı olması ve dokunun elektriksel iletkenliğinden etkilenmemesidir. Mikrodalga, tiroid nodüllerinin ablasyonunda lazer ve radyofrekansa göre daha yeni bir yöntemdir ve ilk kez Dr Feng tarafından 2012 yılında bildirilmiştir. Ancak bu tarihten sonra soğuk ve sıcak tiroid nodüllerinin tedavisinde bazı merkezlerde yaygın olarak kullanılmıştır. Mikrodalga ablasyonu, tıpkı alkol, lazer ve radyofrekans gibi, boyunda nüks eden tiroid kanserlerinde lokal kontrol amacıyla da kullanılabilir. Tiroid kanserinde erken evrede ilk tedavi olarak da bazı merkezlerde başarıyla kullanılmıştır.
Nasıl yapılır?
Önce, ultrason ile tiroiddeki ablasyon yapılacak nodül tesbit edildilir. Daha sonra, ciltte giriş yeri lokal anestezi ile uyuşturulur ve mikrodalga iğnesi ultrason rehberliğinde nodüle yerleştirilir. Bu aşamada, cihaz çalıştırılarak ablasyona başlanır. Ablasyon sırasında, nodülün yerleşimi ya da büyüklüğüne göre, iğne ya sabit tutulur ya da nodül içinde değişik yönlere ilerletilerek nodülün her tarafının etkilenmesi sağlanır. Lazer ve radyofrekans ablasyonda olduğu gibi, mikrodalganın ısıttığı alanlar da ultrasonda beyaz olarak görülür. İşlem bittikten sonra mikrodalga iğnesi çekilir ve hasta birkaç saat gözlendikten sonra taburcu edilir.
Hangi durumlarda kullanılır?
Mikrodalga da tıpkı lazer ve radyofrekans gibi tümör hücrelerini ısıtarak öldüren bir yöntemdir. Ancak tiroidde kullanımı lazer ve radyofrekansa göre daha yenidir. Mikrodalga ablasyon da esas olarak tiroiddeki iyi huylu nodüllerin ameliyatsız tedavisinde kullanılır. Ayrıca, boyunda nüks eden tiroid kanserlerinde ve çok erken evre tiroid kanserlerinin tedavisinde, eğer hasta cerrahi operasyona uygun değilse alternatif yöntem olarak kullanılabilir. ablasyon, tıpkı lazer gibi dokuyu ısıtarak tahrip eden bir yöntemdir.
Avantajları nelerdir?
Mikrodalga ablasyonu da lazer ve radyofrekans gibi, ince bir iğneyle yapılan, ciltte iz bırakmayan, ağrısız bir işlemdir ve hasta işlemden kısa bir süre sonra evine gidebilir. Komplikasyon oranı deneyimli ellerde çok düşüktür.
Radyofrekans ablasyon
Radyofrekans ablasyonda, dokuya verilen alternatif akım iyonları ileri geri hareket ettirir ve oluşan sürtünme sonucu açığa çıkan ısı tümör hücreleri öldürür. Radyofrekans, tıpta en eski ve en sık kullanılan ablasyon yöntemlerinden biridir. Kanser hastalarında, özellikle karaciğer, akciğer, böbrek ve kemik tümörlerindegünümüzde yaygın olarak uygulanmaktadır. Radyofrekans, tiroid kanserinin diğer organlardaki metastazlarda da en sık uygulanan ablasyon yöntemidir. Tiroid bezinin iyi huylu nodüllerinde, radyofrekans ablasyonu ilk kez 2006 yılında Dr Kim tarafından bildirilmiş ve daha sonra, özellikle uzakdoğuda başta Dr Baek olmak üzere birçok araştırmacı tarafından yaygın olarak kullanılmıştır. Binlerce hasta üzerinde yapılan çalışmalarda, tıpkı lazer ablasyonunda olduğu gibi, radyofrekans ablasyonun da hastalarda nodüllerin ortalama %72 oranında küçüldüğü, hastalarda yutma güçlüğü, nefes darlığı gibi belirtilerin ortadan kalktığı ve kozmetik görünümün düzeldiği bildirilmiştir.
Nasıl yapılır?
Hastada, ultrason ile tiroiddeki ablasyon yapılacak nodül tesbit edildikten sonra, cilde lokal anestezi uygulanarak girişim yeri uyuşturulur. Daha sonra, ultrason rehberliğinde radyofekans iğnesi ile nodüle girilir. Radyofrekans cihazı çalıştırıldıktan sonra, iğne nodülün çeşitli bölgelerine yönlendirilir ve böylece nodülün tamamının radyofrekansın ısısına maruz kalması sağlanır. Lazer ablasyonda olduğu gibi, radyofrekansın ısıttığı alanlar da ultrasonda beyaz olarak görülür. İşlem bittikten sonra radyofekans iğnesi çekilir ve hasta birkaç saat gözlendikten sonra taburcu edilir.
Hangi durumlarda kullanılır?
Radyofrekans ablasyon, tıpkı lazer gibi dokuyu ısıtarak tahrip eden bir yöntemdir. Diğer organlarda yıllardır yaygın olarak kullanılmasına rağmen tiroidde kullanımı son 10 yılda yaygınlaşmıştır. Lazer ve alkol ablasyonu gibi radyofrekans da tiroidde esas olarak iyi huylu nodüllerin ameliyatsız tedavisinde kullanılır. Ancak son yıllarda bu yöntem, ameliyattan sonra boyunda nüks eden tiroid kanserlerinde de denenmiş ve başarı sağlanmıştır. Yapılan bir çalışmada nüks tümörleri kontrol etmede radyofrekansın cerrahi ile aynı başarıya sahip olduğu ancak komplikasyon oranının daha düşük olduğu gösterilmiştir.
Avantajları nelerdir?
Radyofrekans da, lazer ablasyonu gibi, ince bir iğneyle yapılır, ciltte iz bırakmaz, ağrısızdır ve hasta işlemden kısa bir süre sonra evine gidebilir. Komplikasyon oranı lazer ablasyonunda olduğu gibi çok düşüktür.
Lazer ablasyonu
Lazer, belli bir dalga boyunda güçlendirilmiş bir ışık demetidir. Günümüzde, tıp ve mühendislik gibi bir çok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Lazer, bir fiber aracılığıyla dokuya iletildiğinde, oluşturduğu yüksek ısı ile hücreleri öldürür. Bu özelliği, tıpta damar malformasyonları ve varislerin tedavisinde, aynı zamanda da karaciğer, prostat ve meme gibi organlardaki tümörlerin ablasyonunda kullanılmaktadır. Tiroid nodüllerinin tedavisinde lazer ablasyonu ilk kez 2002 yılında Dossing tarafından bildirilmiştir. Bir yıl sonra aynı araştırmacı hipertiroidiye yol açan bir tiroid nodülünü lazer ablasyonuyla başarılı olarak tedavi etmiş ve hastada tiroid hormonları normale dönmüştür. Bu tarihten sonra da günümüze kadar, lazer ablasyonu hem soğuk hem de sıcak tiroid nodüllerinin tedavisinde başarıyla kullanılmıştır.
Nasıl yapılır?
Hastada, tiroid ultrasonu ile ablasyon yapılacak nodül görüntülendikten sonra, cilde lokal anestezi uygulanarak girişim yeri uyuşturulur. Daha sonra, ince bir iğne ile nodüle girilir ve bu iğnenin içinden lazer fiberi nodül içine gönderilir. Lazer cihazı çalıştırıldıktan sonra, iğne ve içindeki fiber nodülün çeşitli bölgelerine yönlendirilir ve böylece lazerin nodülün tamamını etkilemesi sağlanır. Lazerin ısıttığı alanlar ultrasonda beyaz olarak görülür. İşlem bittikten sonra iğne ile lazer fiberi çekilir ve hasta birkaç saat gözlendikten sonra taburcu edilir.
Hangi durumlarda kullanılır?
Lazer ablasyonu, tiroidin iyi huylu solid nodüllerinde son 20 yılda en çok kullanılan ablasyon yöntemidir. Bu yöntem, hem tiroid hormonu salgılayan (sıcak) nodüllerde hem de hormon salgılamayan (soğuk) nodüllerde başarıyla uygulanmıştır. Yakın zamanda yayınlanan ve 1837 lazer ablasyon işleminin sonuçlarını bildiren bir çalışmada, nodüllerin ortalama %72 oranında küçüldüğü, hastalarda yutma güçlüğü, nefes darlığı gibi belirtilerin ortadan kalktığı ve kozmetik görünümün düzeldiği bildirilmiştir. Bu çalışmada hastaların %1’ inin azında geçici bazı komplikasyonlar (cilt altına kanama, geçici ses değişikliği gibi) görülmüştür. Lazer ablasyonu, tıpkı alkol ablasyonugibi, tiroid kanseri hastalarında operasyondan sonra gelişen nüks tümörlerde ve boyundaki nüks lenf nodu metastazlarında da başarıyla kullanılmıştır. Yöntem, erken evre papiller kanserin tedavisinde de denenmiştir, ancak uzun dönem sonuçları henüz bilinmemektedir.
Avantajları nelerdir?
Lazer ablasyonu da, tıpkı alkol ablasyonu gibi, ince bir iğneyle yapılır, ciltte iz bırakmaz, ağrısızdır ve hasta işlemden kısa bir süre sonra evine gidebilir. Deneyimli ellerde komplikasyon oranı çok düşüktür.